SİGORTAMEDYA ÖZEL
2024 yılının ilk altı ayı geride kalırken her sektörde olduğu gibi sigorta sektöründe de şirketler ilk yarı yılın bilançosunu paylaşmaya başladı. Ekonomik veriler ışığında, şirketlerin performansını değerlendirmek hem sektörün genel sağlığını hem de şirketlerin bireysel başarılarını gözler önüne seriyor. Anadolu Sigorta’nın 2024’ün ilk yarısındaki güçlü performansı, zorlu koşullara rağmen elde edilen önemli başarıları ve finansal iyileşmeleri ortaya koyuyor. Şirket, bu dönemde öz kaynaklarını üç kat artırarak ve net kârını büyük ölçüde yükselterek sektörün önde gelen oyuncularından biri olmaya devam ediyor. Sigorta Ekranı’nda Sigorta Medya Genel Yayın Yönetmeni Can Kantar’a konuk olan Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Tuğtan, şirketin 2024 yılının ilk altı ayına ilişkin performansını aktardı. Kasko branşından siber sigortalara, reasürans piyasalarından acentelere farklı konularda açıklamalar yapan Tuğtan, Anadolu Sigorta’nın sosyal sorumluluk projelerine de değindi.
Anadolu Sigorta özelinde 2024 yılının ilk yarısını değerlendiren Tuğtan, zor bir yıl olmasına rağmen sektörün ve Anadolu Sigorta’nın ilk 6 ayı olumlu sonuçlarla kapattığını ifade ederek şöyle devam etti: “Bütün zorluklara rağmen, 2023 sonunda öngördüğümüz iş programındaki büyüme, seçili alanlarda piyasa payı kazanımı ve kârlılık çerçevesinde optimizasyon hedeflerimizle uyumlu gidiyoruz. Üretim yaptığımız 15 ana branşın 11 adedinde ilk üçte yer alıyoruz. Bu da yaygın ve çok sayıda branşta üretim yaptığımızın bir göstergesi. Sektörün tüm prim üretiminin hayat dışı açısından yüzde 15’ini oluşturan kara araçları branşında liderliğimizi bu sene de devam ettiriyoruz. Sağlık branşında özellikle tamamlayıcı sağlık ve özel sağlık tarafında müşteri kazanımlarımız hızlı bir şekilde sürüyor. Sigortalı sayımızda çift haneli piyasa paylarına ulaştık. Yine tabana yaygın ürünlerde; konut, kasko ve kara araçları sorumluluk sigortasında sigortalı sayımızda ciddi artışlar sağladık. Bütün bunları tüm satış kanallarımıza etkin bir şekilde dokunarak, karşılıklı fikir alışverişleri ile işlerimizi daha iyi nasıl yaparız konusunu sürekli gündemde tutarak elde ediyoruz. Bu sene Konya ilinde yeni bir yapılanmaya giderek Orta Anadolu Bölge Müdürlüğümüzü kurduk. Oradaki acentelerimize daha sık temas edebilmek adına böyle bir yapılanmaya gittik. Geçen yılın aynı dönemine göre öz kaynaklarımızı 3 kat arttırdık ve 27,1 milyar TL seviyesine getirdik. Yönettiğimiz serbest portföy büyüklüğümüzü yine geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 72 oranında artırarak 41,6 milyar seviyesine getirdik. Şirketimizin net karı geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 86 oranında artarak 5,4 milyar seviyesine geldi. Bu tabii aynı zamanda teknik sonuçların da iyileştirilmesiyle de gelen bir sonuç. İlk altı ayda hasar prim oranında yüzde 24, birleşik oranımızda da yüzde 16 seviyesinde bir iyileşme sağladık. Birkaç sene sonra sigortacılıkta teknik gelir yaratma kapasitesi çok önemli bir noktaya gelecek. Bu anlamda da doğru risk seçimi risk kabulü, kabul edilen riskin yönetimi, hasar süreçleri ve bütün bunlarda verimliliği arttıracak önlemler önemli. Diğer tarafta gelecek sene 100. yaşımızı kutlayacağız Anadolu Sigorta olarak. Dolayısıyla 2024 ve 2025 bizim için çok önemli bir dönem.”
Kasko branşına ilişkin açıklamalarda bulunan Tuğtan, 2023 yılının özellikle ilk yarısında kasko primlerinde önemli seviyede bir artış gerçekleştiğini hatırlatarak “Prim artışı bir yandan hasar prim oranlarında iyileşmeye yol açarken bir yandan da sigortalılarda üründen vazgeçme eğilimi yarattı. Biz bu dönemde bütçelere uygun ekonomik ürünleri yaygınlaştırmaya ve çeşitlendirilmeye çalıştık ve burada başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bugün geldiğimiz noktada kasko tarafında yüzde 30’a yakın bir sigortalı artışımız var. Çok benzer oranda da prim artışları var. Neredeyse geçen seneki primlerle aynı seviyede gidiyoruz. Ancak, verileri incelediğimizde hasar prim oranlarının yükselmeye başladığını görüyoruz. Nisan ayından itibaren araç modellerindeki fiyat artışı bir miktar azaldı ve yıl sonuna doğru biraz daha hızlanmasını bekliyoruz. Araç bedellerinde ciddi bir artış olmamasına rağmen, yedek parça gibi yan maliyetlerde yükseliş devam etti. Özellikle 2023 Haziran ayında yaşadığımız kur atağının etkileri 2024 yılında daha belirgin hale geldiği için, hasar prim oranlarında yukarı yönlü bir trend gözlemliyoruz” dedi. Bu durumun, primlerin çok fazla artacağı anlamına gelmediğine vurgu yapan Tuğtan, şu açıklamayı yaptı: “Primlerde bir miktar artış olsa da bunun enflasyonun üzerinde olacağını düşünmüyorum. Şirket politikası olarak, aktüeryal fiyatlandırmaya ve nihai hasar prim tahminlerine dayanarak dengeli bir yaklaşım izliyoruz. Geçmiş hataları tekrarlamamak adına, doğru fiyatlandırma ve risk yönetimine büyük önem veriyoruz. Risk yönetiminde, doğru müşteriyi doğru ürün ve doğru fiyatla buluşturmanın kritik olduğuna inanıyorum. Bu yaklaşım, primlerden bağımsız olarak hasar prim oranlarını etkili bir şekilde yönetmemizi sağlıyor. Ayrıca, yedek parça tedarikçileri ve anlaşmalı servisler gibi ekosistem paydaşlarımızla verimliliği artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu başarıda geniş acente ağımızın da büyük payı var. Yaygın ve güçlü iş ortaklıklarımız sayesinde operasyonel verimliliği artırarak hasar süreçlerimizi daha etkin bir şekilde yönetebiliyoruz. Tüm bu çabalar sonucunda, zorlu bir dönemi başarılı bir şekilde yönettik.”
Reasürans piyasaları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Tuğtan, 2024 yılından umutlu olsalar da sürecin zorluklarla dolu olduğunun altını çizdi. 2022 yılından itibaren başlayan ve özellikle büyük deprem felaketinin ardından derinleşen reasürans kapasite daralmasının sektörde büyük bir etki yarattığını belirten Tuğtan, “Bu durum, 2024 yılı reasürans yenilemelerini oldukça zorlaştırdı. Deprem sonrası sigorta sektöründe artan kapasite ihtiyacı ve reasürörlerin depremde ödedikleri tazminatları telafi etme çabası, yenileme sürecinin karmaşıklığını artırdı. Bu gelişmeler sonucunda, sektör genelinde reasürans maliyetlerinde ciddi bir artış yaşandı; mutlak değer bazında bakıldığında, maliyetler 3 ila 5 kat yükseldi. Maliyet artışlarının yanı sıra, başta yangın branşı olmak üzere birçok alanda reasürans anlaşmalarındaki koşullar da zorlaştı. Anadolu Sigorta olarak biz de bu artıştan etkilendik, ancak bu süreci yönetmek adına stratejik adımlar attık. Yasal olarak, modellerimizi 250 yılda bir gerçekleşebilecek bir katastrofik olaya göre hazırlamamız gerekiyor. Ancak biz, daha muhafazakar bir yaklaşım benimseyerek 500 ve 1000 yılda bir yaşanabilecek olayları da dikkate alarak modellerimizi test ettik. Bu hazırlıklarla 2024 yılına girdik ve ek ilave kapasite sağladık. 2024 yılı için alınan ek kapasiteyle birlikte, sigortalılarımızı bu maliyetlerden en az şekilde etkilemeye çalıştık. Özellikle yangın, kasko ve konut sigortası gibi alanlarda sigortalı sayımızı artırarak maliyetleri daha geniş bir tabana yaymayı başardık. Bu sayede, sigortalılarımızın prim artışlarından minimum düzeyde etkilenmesini sağladık. Reasürans yapımızı çeşitlendirerek ve erken planlama yaparak bu maliyetleri minimize etmeye çalıştık. Parametrik korumalar alarak, özellikle Marmara bölgesinde olası riskleri minimize ettik. 2025 yılı içinse, bu kadar sert bir artış beklemiyorum. Ancak kapasite artışına ihtiyaç duyup duymayacağımız, varlıkların yeniden değerlemesi ve sigorta sektörünün risk yönetiminde eksikliklerin giderilmesi gibi faktörlere bağlı olacak. Küresel ölçekte büyük katastrofik olaylar yaşanmadığı sürece, fiyatlardaki yükselişin bu ölçüde olmayacağını düşünüyorum. Yine de sektör genelinde kapasite artışı ihtiyacı ortaya çıkarsa, bu durum mutlak değer olarak maliyetleri artırabilir. Ancak, küresel ölçekte büyük felaketler yaşanmazsa, bu artışların daha sınırlı olmasını bekliyorum” açıklamalarında bulundu.
Acente tarafına ilişkin bilgiler veren Tuğtan, 2948 acente, 132 broker ve 1.700 şube ile İş Bankası dahil toplam 9 bankayla çalıştıklarını aktararak şöyle devam etti: “Acentelerimiz, toplam üretimimizin yüzde 60’ını oluşturuyor ve bu nedenle bizim için çok büyük öneme sahipler. 30 yıldan fazla süreyle kesintisiz çalışan acentelerimiz bulunuyor. Bu yıl sahada daha aktif olmaya başladım. 2023 yılında göreve başladım, ancak kısa bir süre sonra meydana gelen deprem o dönemdeki gündemimizi büyük ölçüde etkiledi. Ancak 2024 itibarıyla sahadaki varlığımızı artırdık. Yerelden aldığımız bilgi ve geri bildirimler, iş yapış şekillerimizi önemli ölçüde etkileyebiliyor ve bu nedenle sahada olmak benim için büyük bir önem taşıyor. Acentelerle yapılan birebir ve toplu görüşmelerde hem şirket stratejilerimizi hem de gelecekteki planlarımızı aktarma fırsatı buluyoruz. Bu etkileşimler, acentelerimizin bize geri bildirimde bulunmalarına ve stratejilerimizi uygulamaya dökmemize yardımcı oluyor. Özellikle haziran ayına kadar Anadolu’daki temaslarımız oldukça verimli geçti. Acentelerden aldığımız geri bildirimler doğrultusunda birçok yeni uygulamayı hızla hayata geçirdik. Yerelin gücüne olan inancımız doğrultusunda, sahadaki etkileşimlerimizi artırmaya devam ediyoruz. Acentelerimizden gelen geri bildirimleri değerlendirip tarife yapıları ve teminat çeşitlilikleri gibi konularda hızlıca uygulama yapıyoruz. Ayrıca, sigortacılığın temel problemlerinden biri olan düşük penetrasyon oranlarını aşmak için stratejiler geliştiriyoruz. Teknolojiyi iş yapış şekillerimize entegre ederek verimlilik sağlıyor ve acentelerimizin önerilerini değerlendiriyoruz. Üretim sonrası hizmetler ve asistans hizmetleri gibi alanlarda da acentelerimizin yaşadığı deneyimlerden yararlanıyoruz. Geri bildirimleri değerlendirip uygulamaya koyarak hizmet kalitemizi artırmaya devam edeceğiz.”
Bölge müdürlükleri kurmanın, bölgesel işlerin daha hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla önemli bir adım olduğunun altını çizen Tuğtan, “Ancak, bu müdürlüklerin etkili olması için belirli bir yetkilendirme ve iş yapış modeli gerekli. Bölge müdürlükleri, günlük işlerin bir kısmını yerinde çözme kapasitesine sahip olmalı. Bu, belirli bir oranda işlerin bölgede sonuçlandırılmasını sağlar; örneğin, işlerin yüzde 70-75’inin bölgede tamamlanması, yüzde 20’sinin genel müdürlükte ve geri kalan yüzde 5’inin üst yönetimde çözülmesi gibi. Bu oranlar, deneyimlere dayanarak optimize edilmeli. Yetki devri yapılmış olsa da bölge müdürlüklerinin etkinliği, bu yetkilerin ne kadar genişletildiğine bağlı. İkinci olarak, bölge müdürlüklerinin temas ve geri bildirim mekanizmaları da çok önemli. Bölge müdürlükleri, acentelerle sürekli iletişimde bulunarak, hızlı geri bildirim ve esklasyon süreçlerini mümkün kılıyor. Bu da işlerin hızlanmasını ve daha verimli yönetilmesini sağlıyor. Ancak, sadece yetki devri yeterli değil; etkin temas ve yönetici seviyesinde yaygınlık da kritik rol oynuyor. Bu nedenle, bölge müdürlüklerinin sadece yetki değil, aynı zamanda etkili iletişim ve geri bildirim mekanizmaları ile donatılması gerekiyor” dedi.
Acentelerden gelen özel dizayn edilmiş sigorta poliçelere, Anadolu Sigorta olarak hem şahsi hem de kurumsal bakış açılarının son derece olumlu olduğunun altını çizen Tuğtan, “Yeni ve özel çözümler denemeye her zaman açığız. Özel projeler, risk değerlendirmesi ve fizibilite çalışmaları iyi yapılmışsa, şirket iç sistemlerimizin onayına da sunulduğunda değerlendirilmeye alınır. Örneğin, nakliyat poliçeleri gibi özel dizayn edilmiş teklifler veya acentelerin önerdiği butik çözümler, bizim için önemli. Şirketler, kurumlar veya bireyler için kişiselleştirilmiş sigorta poliçeleri gelecekte daha da önemli hale gelecek. Bu tür teklifler, yeni ve yaratıcı çözümler sunarak sektörde fayda sağlayabilir. Bu nedenle, acentelerimizin sunduğu özel projelere her zaman açık ve teşvik edici bir yaklaşım sergiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Ekim, Kasım ve Aralık aylarının sigorta sektörü için yoğun bir dönem olduğunu söyleyen Tuğtan, bu süreçte acentelere bazı önerilerde bulundu. Yenilemelerin, yeni iş olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Tuğtan, her poliçe vade sonunda yenilenmeli ve bu süreçte müşterilere en iyi hizmet sunulmalı. Bu nedenle yenileme süreçlerine önceden hazırlık yaparak, riskleri yeniden değerlendirip müşteri ihtiyaçlarını doğru şekilde belirlemek önemlidir. Son üç ayda tüm yenileme işlemlerinde, mevcut müşterilerin sigorta ihtiyaçlarını doğru bir şekilde karşılamak adına hazırlık yapmak kritik bir rol oynar. Ekonomik koşullar ve dünya genelindeki değişiklikler göz önüne alındığında, risklerin yeniden gözden geçirilmesi ve doğru teminatların sunulması gerekiyor. Öte yandan yeni iş fırsatlarına da odaklanmak önemli. Yenilemelerin yanı sıra yeni müşteriler ve fırsatlar üzerinde çalışmak, sigorta sektörü için büyümeyi destekleyecektir. Bu süreçte, doğru fiyatlama, risk seçimi ve müşteri ihtiyaçlarına uygun ürünler sunmak önem kazanıyor. Acentelerimiz her zaman yanımızda olacak ve onlara destek vermeye devam edeceğiz. Yıl sonu dönemi boyunca, acentelerimizin başarılı bir şekilde işlerini yürütmeleri için gerekli destek ve geri bildirimleri sağlayacağız” şeklinde konuştu.
Anadolu Sigorta’nın çalışmalarına yönelik ödüllere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tuğtan, “Kurumsal iletişim ekibimizin başarısı, şirketimizin genel başarısının bir yansımasıdır. Bu başarı, birçok alanda kazandığımız ödüllerle kendini gösteriyor. Yeni ürünler, yenilikçi teknolojiler, doğrudan iletişim, pazarlama, sürdürülebilirlik ve hasar süreçlerinin iyileştirilmesi gibi konularda aldığımız ödüller, uluslararası bağlantıları olan kurumlardan geldiği için büyük değer taşıyor. Bu ödüller, iş yapış biçimlerimizin ve stratejilerimizin bir sonucu. Orta vadeli stratejik planımızda, dört ana odak grubumuza odaklanıyoruz: yatırımcılar, acenteler ve diğer iş ortakları, çalışanlarımız ve toplum. Ekonomik değer yaratma, etik davranma ve yasal sınırlar içinde hareket etme konularında önemli bir önem veriyoruz. Aldığımız ödüller, yaptığımız işin kalitesini ve etkisini gösteriyor, ancak her zaman daha iyisini yapma hedefimiz var. Bu ödüller, sürekli gelişim ve iyileştirme yönünde motivasyon sağlıyor. Bu başarıların arkasında, kurumsal iletişim ekibimizin yanı sıra tüm çalışanlarımızın katkıları var. Herkesin emeği, şirketimizin başarısında önemli bir rol oynuyor. Tüm ekibimize teşekkür ediyorum” dedi.
Anadolu Sigorta’nın sosyal sorumluluk projeleri hakkında bilgiler veren Tuğtan, “Geçmişteki sosyal sorumluluk projelerimizden biri olan “Bir Usta Bin Usta” projesi, kaybolmaya yüz tutmuş meslekleri yaşatmayı ve yeni ustalar yetiştirmeyi hedefliyordu. 2010 yılında başladığımız bu projeyi 2019’da tamamladık ve 44 ilde 50 farklı mesleki kurs düzenleyerek 1000 usta yetiştirdik. Proje, büyük bir başarı elde etti ve birçok ödül kazandı. Günümüzde ise orman yangınları, iklim krizi ve sürdürülebilirlik konuları ön planda. Bu bağlamda, 2022 sonunda başlattığımız “Ormanın Gözleri” projesi ile ormanlarımızı korumak ve erken uyarı sistemleri kurmak amacıyla çalışmalara başladık. Proje çerçevesinde, Orman Genel Müdürlüğü iş birliğiyle 10 adet insansız yangın gözetleme kulesi kurduk. Bu kuleler, 420.000 hektarı gözetliyor ve bugüne kadar 62 orman yangını bu kuleler sayesinde önlendi. Sürdürülebilirlik anlayışımız doğrultusunda, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma amaçlarını (sağlık ve kaliteli yaşam, nitelikli eğitim, iklim eylemi, sudaki yaşam, karasal yaşam gibi) temel alarak geleceğe yaşanılabilir topraklar bırakmak istiyoruz. Proje kapsamında, önümüzdeki yıllarda kulelerin sayısını artırarak bu çalışmalarımıza devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu.
“Teknoloji trendlerine baktığımızda, yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi gelişmelerin siber tehlikelere karşı riskleri artırdığını görüyoruz” diyen Tuğtan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu bağlamda, hem bireysel hem de kurumsal ölçekte siber riskler önemli bir gündem maddesi haline geliyor. Siber sigortalar, bu riskleri yönetmek ve koruma sağlamak için gerekli teminatları sunarak büyük önem taşıyor. Özellikle siber poliçelerin, mesleki sorumluluk poliçeleriyle desteklenmesi, bu alandaki gerekliliği ve önemini artırıyor. Gelecek dönemde siber sigortaların öneminin daha da artacağını düşünüyorum.”
Sigorta Ekranı: